Laparoskopi (karnın içine bakma) hem tanı hem de tedavi amacıyla kullanılan bir ameliyat yöntemidir.  Hastanın karın bölgesinden cilde 1 cm genişliğinde kesi yapılır ve bu kesi yerinden karın içerisine doğru bir tüp yerleştirilir. Bu tüp içerisinden yerleştirilen bir kameradan elde edilen görüntüler monitörlere yansıtılarak karın içindeki organlar kontrol edilir. (Resim 1) Bu sırada karın içerisinde geniş bir alan oluşması için; karın içerisine karbondioksit (CO2) gazı verilerek karın şişirilir. Daha sonra yapılacak ameliyat türüne göre 3-4 adet 0,5-1 cm genişliğinde ciltteki uygun yerlere kesiler yapılarak yeni tüpler yerleştirilir. Bu yeni eklenen tüplerin içerisinden “uzun cerrahi aletler” yerleştirilerek planlanan ameliyat gerçekleştirilir. (Resim 2) Bazı ameliyatların bitiminde ameliyat yapılan organın (böbrek gibi) çıkarılması için uzatılmış biri kesi yapılabilir.

Önceleri büyük cilt kesikleriyle yapılan ameliyatların büyük çoğunluğu; karına açılan bu tüplerden yerleştirilen aletler ile çok daha küçük kesiklerle yapılabilmektedir. Kameranın dokuları yaklaşık 20 kat büyütebilmesi, net görüntü sağlaması ve ameliyat sahasını çok farklı açılardan gösterilebilmesi bu yöntemin en önemli avantajlarıdır. (Resim 3) Laparoskopik ameliyat yöntemleri “genel cerrahi, üroloji, kadın doğum, çocuk cerrahisi” branşlarında sıklıkla kullanılmaktadır. Üroloji branşında yapılan hemen hemen tüm ameliyatlar laparoskopik yöntemle de yapılabilmektedir (böbreküstü bezi, böbreki üreter, mesane, prostat, inmemiş testis).

 

LAPAROSKOPİK AMELİYATTAN ÖNCE

Laparoskopik ameliyat öncesinde yapılacak hazırlıklar geleneksel bir ameliyat hazırlığına benzerlik gösterir. Aspirin, Coumadin gibi kanamayı arttırıcı veya kan sulandırıcı ilaçların ameliyattan önce doktorunuzun bilgisi dahilinde kesilmesi gerekir. Ameliyattan yaklaşık 6-8 saat önce ağızdan beslenmeyi bırakmanız ve kimi zaman bağırsak temizliği için özel bir diyet almanız gerekebilir. Daha önceden karın bölgesinden geçirmiş olduğunuz açık ameliyatlar laparoskopik ameliyatı zorlaştıracaktır ve bu durumdan doktorunuzun haberi olması gerekmektedir.

 

LAPAROSKOPİK AMELİYATTAN SONRA

Açık ameliyatlara kıyasla daha az olmakla beraber, laparoskopik ameliyattan sonra da kısmi bir rahatsızlık hissi olur. Karın içerisinde kalan bir miktar karbondioksit gazı nedeniyle ve ameliyat esnasında bağırsaklara yapılan müdahaleler nedeniyle karın bölgesinde bir rahatsızlık hissi olur. Uzun süren ameliyatlardan sonra ise omuz ağrısı da görülebilir.

 

Ameliyattan sonra doktorun bilgisi dahilinde mümkün olduğunca erken hareketlere başlanması hasta şikayetlerini azaltacaktır. Hastalar sıklıkla birkaç gün içinde taburcu edilirler ve kısa zamanda normal aktivitelerine dönerler.

 

LAPAROSKOPİK AMELİYATIN RİSKLERİ

Küçük kesilerle yapılıyor olmasına rağmen; ciddi (majör) komplikasyonları olabilen bir ameliyattır. Laparoskopi zor bir tekniktir, özel bir eğitim-deneyim gerektirir ve kimi zaman açık cerrahiden uzun sürer. Ameliyatla ilgili riskler açık cerrahide olanlar ile benzer iken; laparoskopik ameliyattan sonra solunum problemleri olabilir.  Bunun dışında karın içerisine ilk tüpler yerleştirlirken kan damarlarının ve bağırsakların zedelenmesi ihtimali vardır. Karın içerisinin gazla doldurulması kimi zaman akciğerlere ve kalbe yük bindirebilir ve bu nedenle açık ameliyata geçmek gerekebilir. Kanamadan dolayı kan verilmesi ve enfeksiyondan dolayı antibiyotik kullanımı gerekebilir. Ameliyatınızı yapacak olan doktor ameliyatın laparoskopik olarak bitirilebileceğini garanti edemez, her ameliyatta açık ameliyata geçme ihtimali vardır. Kanama, beklenmedik bulgular, bir önceki ameliyata bağlı yapışıklıklar ve ameliyat sahasının yeterince görüntülenememesi gibi sebeplerden dolayı açık ameliyata geçiş gerekebilir.

 

LAPAROSKOPİK AMELİYATIN AVANTAJLARI

  • Daha az ağrı
  • Daha az kanama
  • Daha az enfeksiyon
  • Daha az ameliyat izi
  • Daha kısa hastanede yatış
  • Daha hızlı ve daha kolay iyileşme
  • Daha çabuk günlük aktiviteye dönüş